
Michael Balint, terapinin hedefi olarak kişinin sevebilme kapasitesinin geliştirilmesine vurgu yapar. Kişiler belli bir semptomdan muzdarip olmadıklarında veya muzdarip oldukları semptomlar birkaç ay içinde ortadan kalktığı halde neden terapiye devam ederler diye sorar. Bu soruyu terapiden bekledikleri, ihtiyaç duydukları şey nedir, diye de genişletir.
Balint’in yanıtı “sevemedikleri için”dir. Soyut ve alakasız gözüken bu kavramı tüm nesne ilişkileri teorisi kapsamında ele alarak altını doldurur.
Sahici bir yakınlığa olan gerçekçi ihtiyacı görebilmek, böyle bir yakınlık bekleyebilmek, öteki için de bunu sağlayabilmek yani sevebilmek terapinin belki de en muzip göz kırptığı yerlerden biri.
Bir Cevap Yazın